Tefeci dehşeti… Yaşadıklarını Odatv’ye anlattı

28 Yıl devlete hizmet etti ticarete atıldı. Atatürk Orman Çiftliği’nden teminat yatırarak kiraladıkları gıda bayisine ortak oldu. Ancak işler umduğu gibi gitmedi. Araya koronavirüs günleri de girdi işyerini kapatmak zorunda kaldı. Ortağının kestiği çekler ödendi ancak dolaylı yollardan tefecilerin eline düşünce, “hakim tanıdıklarımız var bir şey yapamazsın” tehdidi ile işte bu hale getirildi. Muğla Fethiye’de yaşayan emekli devlet memuru K.E, yaşadığı kabusu Odatv’ye anlattı.

Atatürk Orman Çiftliği bayiliğini teminat yatırarak alan ve Muğla Fethiye’de iş hayatına atılan K.E, faktoring şirket yetkilileri tarafından öldüresiye dövüldü ve “ailem tehdit altında, can güvenliğimiz yok” dedi. Olayın ardından şirket yetkilileri çıkarıldıkları mahkemede “hürriyeti tahdit” suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildiler. Muğla Fethiye’de yaşanan olayın ardından polisi arayan ve hastaneye kaldırılan K.E, yaşadıklarını Odatv’ye anlattı.

K.E.,“Burada sindirilen insanlar var can güvenliğimiz yok. Kimse devletten büyük değildir. Hakim arkadaşlarım var diyerek tehdit ediyorlar. Fethiye’de onlarca insanı bu yollarla çaresiz bırakmak için aynı yolu kullanmışlar” dedi.

Yaşadıklarını kabusa benzeten K.E, süreci şu şekilde anlattı:

“Ben Atatürk Orman Çiftliği gıda bayiliğini aldım. Atasoy isimli bir şirketim vardı. Bu şirketin %50 ortağıydım. O dönemde devlet memuru olduğum için imza yetkim bulunmuyordu. Denizli’den et alınıp, ortağım çekler kesilmiş. Ancak bu çekleri ödediğimiz halde çekler faktoring şirketine düşmüş. Yani borçlarımızı ödememize rağmen bu çekler nasıl oluyor da bu adamlara kırdırılıyor. Bunlar hakkında da suç duyurusunda bulunacağım. Durum böyle olunca beni aradılar. Arayan ismini bilmediğim bir bayandı. Ben de bu çeki ödediğimizi söyledim. Ancak konu faiz. Bana madem çeki ödediniz, bizde ne işi var şeklinde sorular sordu. Ben de ödediğim kişiyi şahitler ile birlikte getireyim dedim ancak telefonda tehdit edildim.”

“TEFECİLİK ZORLA PARA ALMA İŞLERİ YAPMIŞLAR”

“Hakkımızı yasal yollarsan savunuruz” dediğimde bana mesajlar attı. Hatta benim hakim arkadaşım var dedi. Bu da yargıyı karalamaktır. Yargı haklı insanların yanındadır. Ben bunların böyle bir hakim tanıdığı olduğuna inanmıyorum. Bu olay başımdan geçtikten sonra bazı araştırmalar yaptım. Bu kişiler Fethiye halkını böyle söyleyerek sindirmiş ve dolandırmış. Tefecilik işleri, zorla para alma gibi olaylar yapmışlar. Hep bunları yaparken de yargının ismini kullanarak yapmışlar.”

“ODAYA KİLİTLEDİLER”

K.E sözlerine şu şekilde devam etti:

“Ben yargının bu tür insanların yanında olduğuna inanmıyorum. Beni çağırdılar gitmedim, aradılar gitmedim. Daha sonra ben bir arkadaşımın yanına gittim. Bu arkadaş bana sen dolandırıcıymışsın dedi. Ben kimseyi dolandırmadım. Ben burada 30 yıl devlet memurluğu ve ticaret yaptım. Benim burada kimseye borcum yoktur. Çek var dediler. Çekin arkasında ne imzam ve de cirom vardır. Bu kişileri hiç tanımıyorum. Daha sonra bir kez daha aradılar ve ben verilen adrese gittim. Bir süre dışarda beklerken, bu bayan bana içeriye gel, korkuyor musun dedi. Ben de benim herhangi bir sucum yok ki neden korkayım dedim. İçeri girdiğimde orada bir bayan ve tanımadığım bir adam da vardı. Buradaki adam bayanı dışarı çıkartıp, kapıyı da kilitlediler.”

“HAKARET VE SALDIRI BAŞLADI”

“Kapı üstüme kilitlendikten sonra ikide bir elini arkasına atıyordu. Silahı var zannettim. İsmini sonradan söyledi ‘Ben Murat Erdoğan’ dedi. Bana ağza alınmayacak küfürler ve hakaretler edip, tehdit etti. İçeride bana önce dosya ile vurdu, ben yapma diye bağırdım. Ayağa kalkmıştım, tam otururken, bana yumruk attı. Bunun sonunda benim burnum kırıldı. Çok fazla kanlar akmaya başladı. Çıkmaya çalışıyorum, çıkamıyorum. Acı içerisinde kaldım. Çok kan kaybettim, bu nedenle kapıyı açmak zorunda kaldı. Ben dışarı çıkarken tekme vurmaya başladı. Dışarı çıktıktan sonra 112’yi aradım. Polisi aradım, beni hastaneye götürdüler. Hastanede burnumun kırık olduğu, şu an başka rahatsızlıklarım olduğu için ameliyat yapamayacaklarını söylediler.”

“HÜRRİYETİ TAHDİT’TEN TUTUKLANDILAR”

Olayın ardından Hürriyeti Tahdit yani kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan tutuklanan M. Erdoğan ve eşi cezaevine gönderildiler.

“Hakkımı yasal yollardan arayacağım. Adalet yerini bulur diyorum. Hiç kimse korkmadan çekinmeden haklarında suç duyurusunda bulunabilir” diyen K.E, “Korkanlar bu tür insanları güçlendirir. Varsa bu tür insanlar hemen suç duyurusunda bulunsunlar. Şu an adalet ne ceza verirse ben ona razıyım. Ben emniyete şikayetçi olduktan sonra hürriyeti tahditten tutuklandılar. Olay sırasında kapıyı kilitlediler, hatta eşi de kapıda bekledi. Adaletin yerini bulmasını istiyorum. Hatta sonradan şikayetten vazgeçmem için baskı yapıldı ancak asla. Hatta bundan sonra benim ve ailemin başına bir şey gelirse sorumlusu Murat Erdoğan ve yakınlarıdır. Eşim ve annem için koruma talebinde bulunacağım. Bu olaydan sonra psikolojik sorunlar yaşıyorum” şeklinde konuştu.

Bu arada ifadeler neticesinde geniş çaplı soruşturma başlatıldığı öğrenildi.

Murat Sökdü

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir