2016 yılında dostu Erol Olçok’la hoş bir toplum oluşturmak emeliyle “İnsan Akademisi Sanat Atölyesi” için yola çıkan Mete Üge, yıllardır farklı mesleklerden insanlara eğitim veriyor. Gençleri sanatla eğitip gelecek kuşakları güzelleştirmeyi hedefleyen bu sanat atölyesi, teknolojiden hüsnühata, vitraydan taş oymaya kadar farklı kısımlarda kurslar düzenliyor. Erol Olçok’un şehadetiyle sanat projesini tek başına üstlenen Üge, bugüne kadar Abdülkadir Geylani, Fatih Sultan Mehmet, Nurettin Cerrahi üzere değerli isimlerin türbe, puşide ve sandukalarını onarmış.
Bir devir teknolojiyle uğraşan, daha sonra uzun yıllar yöneticilik yapan Üge, çocukluğunda, ailesinde ve etrafında izlediği sanatın, bir müddet sonra Asaf Hamit Aytaç, Orta Güler ve İsmet Kırdar üzere kıymetli isimlerden eğitimini almış. Sanatın hayatının büyük bir kısmını kapladığını aktaran sanatçı, çizgi, tezhip, minyatür, fotoğraf, ahşap sürece, sedef kakma, tesbih imali, mermer, taş oyma, çini, vitray, deri sürece üzere çeşitli alanlarda eserler üretiyor. Kalplere bildiri vermek için kurduğunu söylediği atölyesiyle Üge, sanatın uygunlaştırıcı ve dönüştürücü tarafını kuşaklara aktarıyor.
EROL OLÇOK’LA YOLA ÇIKTI
İnsan Akademisi’nin değerinin, gelecek kuşaklara toplumsal gerçeklerin aktarılması olduğunu söyleyen Üge, Bahçelievler’de, 100 metrekarelik bir atölyede yaklaşık altı kolda çeşitli eğitimler veriyor. Bunlardan biri de teknoloji. İş dünyasından birçok şahsa hafta sonları sanatın içerisinde insan olma dersleri veren Üge, “Onlar çizgi öğrenmeye, fırça tutmaya geldiklerini zannederken, statüleriyle ne yaptıklarını gösteriyorum. Mesela mürekkebi fazla aldığında, nasıl insan harcadığını söylüyorum. Anlattıklarım, karşı tarafı yontmaya başlıyor. İnsanın eğitimi burada başlıyor” diyor.
Bu işe gönül vermek lazım
Atölyede farklı yaşlardan dört sınıf öğrenci bulunuyor: İzleyici, yamak, çırak ve kalfa. Bunlar ortasında öğretmenler, mühendisler siyasetçiler, gazeteciler, müzisyenler, akademisyenler de yer alıyor. Üge, atölye derslerine teknoloji, yazı, fotoğraf, çizim, ahşap, sedef kakma, dokumacılık, tezhip ve nakışlamanın yanına çiniyi ekleme uğraşında şimdilerde. Sebat ve istidadın sanat eğitiminde en kıymetli şey olduğunu tabir eden sanatçı, küçük yaş kümelerinin yapıtlarını de haftada bir sefer yorumluyor. Sanatçı, “Gelenlerin bu işe gönlünü vermesi lazım. Kişinin sanat eğitimi alabilmesi için öfkesinden, egosundan, ve nefsi isteklerinden arınması gerekir. Her şeyi birden bulma dileğini sanat sabırla köreltir. O yükü taşıyacak kalbi hazırlamalısınız. Sanata hobi olarak değil, ustaların vermiş olduğu emaneti ehline devretmek diye bakıyorum” sözlerini kullanıyor.