“Renaissance” piyasaya çıkar çıkmaz, son 10 yılda Apple Music Amerika’da 1 numaraya en süratli ulaşan bayan sanatçı albümü olurken, bana kalırsa bu rekorda son stüdyo albümü “Lemonade” üzerinden 6 yıl geçmesinin de büyük hissesi var. Dünya değişiyor ve Renaissance albümü de pandemi sonrasında adeta hepimizin muhtaçlığı olan değişimi ve enerjiyi barındırıyor.
ELEKTRO SOUL
Beyonce yeni stüdyo albümünün birinci single çalışması “Break My Soul” ile 90’ların house divaları tutumuyla geri döndüğünde, müzikteki baslar, klavye ve çabucak yakalayan synthesizer melodisini açıkçası tüm albümde bekliyordum. Bu manada albümü dört gözle beklerken, dinlerken dans pistine çağıran birinci müzik “Cozy” oldu. “Cozy” elektro, soul ve yeniden house altyapısıyla güçlü bir dans müziği olmakla kalmıyor, kelamlarında güçlü, kendinden emin, bağımsız bir bayan müziği olarak dinleyiciyi yakalıyor. Yeni albümde elektronik / soul tipinde diyebileceğimiz “Pure / Honey” kesimi da Beyonce’nin birinci single ile vaat ettiği kulüp hiti havasını hissettirmeyi başarıyor. Müzikte ayrıyeten Amerikan alternatif kulüp cümbüşlerinin tadını da alıyorsunuz.
DANS DİVASI
Beyoncé’nin mesleğindeki en alımlı müziklerden biri olan 2004 yılı hiti “Naughty Girl” müziğinde olduğu üzere yeni albümde de “Summer Renaissance” kesiminde bir disko divası olarak Donna Summer alıntısı var. Seksi bir R&B, funk modülü olarak “Naughty Girl”, Donna Summer’ın “Love to Love You Baby” müziğini zekice kullanırken, bu defa “Summer Renaissance” dev disko hiti “I Feel Love” alıntısıyla karşımıza çıkıyor ancak açıkçası Giorgio Moroder’in efsanevi müziğinden gereğince faydalanamıyor. Buna karşın girişiyle çok cazibeli. Albümün bütününe bakıldığında Beyonce’nin yaratıcı fikirlerle deneysel olarak R&B, soul, elektronik, house, Afrika ritimleri ile yalnızca bir pop dans albümü değil özgün bir iş çıkarma keyfini de hissediyorsunuz.