FETÖ’nün Poyrazköy kumpasında görev alan, aralarında firari savcılar Zekeriya Öz ve Fikret Seçen’in de bulunduğu 48 hâkim ve savcı hakkında yürütülen soruşturma tamamlandı.
“Amirallere Suikast” soruşturmasında tutuklama kararı verilince gururuna yediremeyip intihar eden Yarbay Ali Tatar’ın ağabeyi Ahmet Tatar, eşi Nilüfer Tatar ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği dâhil 92 kişi ve kuruluş, “müşteki” olarak iddianamede yer aldı.
HRANT DİNK SUİKASTİ DETAYI
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede kumpasta rol alan hâkim ve savcıların FETÖ’cü eski emniyet müdürleri Ramazan Akyürek ve Ali Fuat Yılmazer’in Hrant Dink suikastındaki sorumluluklarını örtmek için sözde Kafes Eylem Planı’ndaki sahtecilik iddialarını incelemediği belirtildi.
İddianamede firari savcılar Zekeriya Öz ve Fikret Seçen ile tutuklu bulunan Ercan Şafak ve Mehmet Murat Yönder’in Zirve Yayınevi Cinayeti ve Rahip Santaro Cinayetlerini Ergenekon davasına ilişkilendirilmeye çalışıldığının altı çizildi.
“ÇYDD’Yİ PKK İLE İLİŞKİLENDİRMEYE ÇALIŞTILAR”
FETÖ’nün tutuklamak istediği kişilerden Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan soruşturma sürecinde vefat etmişti.
İddianamede FETÖ’cü yargı mensuplarının ÇYDD’yi PKK ve başka terör örgütleriyle ilişkilendirmeye çalışarak kumpas kurduğu vurgulandı.
ÇYDD Kadıköy şubesinde yapılan aramada el konulan harddisk incelemesinin İstanbul Bilişim Şube Müdürlüğü yerine Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Daire Başkanlığı’nda yapılmasına iddianamede dikkat çekildi.
El konulan harddiskin incelemesi “Odatv” “Balyoz” “Ergenekon” soruşturmalarında da inceleme yapan Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Daire Başkanlığı’nda görevli Bekir Peker ve İsa Akyüz isimli polis memurlarına yaptırılmıştı.
ZAMANAŞIMINA DİKKAT
Poyrazköy kumpas soruşturmasının tamamlanmasıyla ilgili Odatv’ye konuşan Yarbay Ali Tatar’ın ağabeyi Ahmet Tatar iddianamenin 8 yıl sonra tamamlandığını ifade ederek şunları söyledi:
“8 yıl sonra gerek polis müdürleri gerekse yargı mensuplarıyla ilgili soruşturmalar tamamlanarak davalar açıldı. İddianame dallandırılıp budaklandırmadan sistematik olarak çok iyi yazılmış. Kimin hangi suçu işlediği örneklerle anlatılıyor. Dava açma süreci çok uzun sürdü. Zamanaşımı gibi bir tehlikeyle karşılaşmadan hızlıca karar verilmesini bekliyoruz.”
“DEVLETİN YARGI GÜCÜNÜ SİLAH OLARAK KULLANDILAR”
İddianamede şüphelilerin planlı ve sistematik şekilde yürütülen bir organizasyonun parçası olarak, mesleğin şeref ve onurunu bozdukları ve gerçekte olmayan bir örgütlenmeye dair algı yaratıkları vurgulandı.
Şüphelilerin devletin yargı gücünü bir silah olarak kullanarak, hukuk güvenliğini ortadan kaldıran, daha önceden kurgulanmış soruşturmaları ve kovuşturmaları yürüttükleri anlatıldı.
İddianamede hukuka aykırı elde edilen delilleri, kişileri suçlamak için üretilen sahte delilerle, yeterli inceleme yapılmadan kasıtlı hazırlanan ve adli işlemi meşrulaştıran sahte raporları kullandıkları bildirildi.
Şüphelilerin maddi gerçeği araştırmadıkları gibi araştırılması yönündeki talepleri de görmezden geldikleri vurgulandı.
“TASFİYE EDİLENLERİN YERİNE 15 TEMMUZ’U GERÇEKLEŞTİRENLER GELDİ”
İddianamede, şüphelilerin ‘Poyrazköy’ kumpasıyla, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın üst düzey subaylarının tasfiye edilmesi, yerlerine getirilecek Terör örgütü üyelerinin 15 Temmuz darbe girişimini gerçekleştirmesinin planlandığı anlatıldı.
İddianamede şüphelilerden Zekeriya Öz, Ercan Şafak, Fikret Seçen ve Mehmet Murat Yönder, ‘Özel hayatın gizliliğini ihlal etme’, ‘Gizliliğin ihlali’, “Haberleşmenin gizliliğini ihlal etme’, ‘Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme’, ‘İftira’, ‘Kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek ve yaymak’, ‘Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği’, ‘Suçluyu kayırma’, ‘Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’, ‘Görevi kötüye kullanma’ suçlarından 22 yıl 4’er aydan 83’er yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istendi. Diğer şüphelilerin ise çeşitli suçlardan değişen oranlarda hapis cezası ile cezalandırılmaları istendi.
Ersin Eroğlu