Türkiye’nin birçok ilinde kadın cinayeti davaları ve kadına şiddet konusunda örgütlü faaliyetlerine devam eden Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Derneği, fesih tehdidiyle karşı karşıya. Derneğe açılan davanın ilk duruşması Çarşamba günü görülecek.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Derneği, Aralık 2021’de iletilen tebligatla haklarında fesih davası açıldığını öğrendi. 2016 yılında nafaka mağduru olduğunu iddia eden bir kişinin Başbakanlık İletişim Merkezi’ne (BİMER) yaptığı şikayetler nedeniyle dernek hakkında soruşturma başlatıldı.
2 Aralık 2021 tarihli davanamede, İstanbul Valiliği İl Dernekler Müdürlüğü tarafından yazılan yazı yer alıyor. Söz konusu yazıda dernek hakkında gelen şikayet dilekçelerinde, “Derneğin kadın haklarını koruma kisvesi altında aile mefhumunu yok sayarak aile yapısını parçaladığı, kadınları ve çocukları yok sayarak bu kişiler üzerinden menfaat elde ettiği, toplumda kaos yaratıp mağduriyetleri artırmayı amaçladığı, Cumhurbaşkanı hakkında hakaret söylemleri olduğu, aileyi ve toplumu parçalamayı amaçladığı, Sebahat Tuncel, Gültan Kışanak gibi isimlerle terör faaliyetlerine katılan kadınları savunarak yayın yapıldığı” ifadelerinin yer aldığı belirtiliyor.
DW Türkçe’ye davaya ilişkin açıklamalarda bulunan dernek avukatı İpek Bozkurt, farklı illerden gönderilen şikayetlerin aynı kişi tarafından BİMER’e iletildiğini tahmin ettiklerini ifade ediyor.
“İfade özgürlüğünü sansürlemeye yönelik”
Valiliğin gelen şikayetler üzerine polisten bilgi talep ettiğini söyleyen avukat Bozkurt, “Meğer 2016’dan beri yapılan denetimlerde derneğe bildirilmemiş, arkadan arkadan yürütülen inceleme ve soruşturma varmış. Bu davanın özü, isimsiz şikayetler ve derneğin farklı yıllardaki yöneticilerinin adli arşiv kayıtları. Bu kayıtlarda suç yok, kişilerin aldığı ceza yok” diyor.
Davanamede, “derneğin amacı dışında faaliyet gösterdiği, dernek amacının kanuna ve ahlaka aykırı hale geldiği kanaatinin oluştuğu” dile getiriliyor. Avukat İpek Bozkurt’a göre açılan davanın hukuki gerekçesi yok. Bozkurt, “Açılmış olan bu kapatma davasının ifade özgürlüğünü sansürlemeye yönelik olduğunu düşünüyorum” değerlendirmesini yapıyor.
“Kadın hareketine gözdağı verilmek isteniyor”
2010 yılında Münevver Karabulut cinayetinin ardından kurulan platform, 2012 yılında dernekleşmişti.
Platform temsilcisi Gülsüm Kav, fesih davasının Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesinden ayrı düşünülemeyeceğini savunuyor. DW Türkçe’ye konuşan Kav, “İstanbul Sözleşmesi’nden imzanın çekilmesiyle başlayan hukuksuzluk arka arkaya başka gelişmelerle devam etti. Bunlardan bir tanesi, derneğimize açılan kapatma davası” diyor. Kav, platformun Türkiye’nin imzasını çekmesine rağmen İstanbul Sözleşmesi’nin koşullarını elinden geldiğince uygulamaya çalışan bir kadın örgütü olduğunu dile getirerek, “Derneğimiz Türkiye’nin pek çok yerinde örgütlü çünkü bu bir toplumsal ihtiyaç. Bu nedenle de benimseniyor, toplum tarafından da sahipleniliyor” diye konuşuyor.
Gülsüm Kav, kapatma davası ile kadın mücadelesine gözdağı verilmek istendiği kanaatinde. Kav, “Önümüzdeki dönemde daha fazla hak ve özgürlük ihlali olacak. Türkiye’de bizim de içinde olduğumuz kadın mücadelesi en önemli muhalefet odağı. Toplumsal muhalefetin adeta sembolü. Bunun susturulması gerekir, gözdağı verilmesi gerekir diye düşünüyor olmalılar. Ama elbette ki yanılıyorlar” görüşünü dile getiriyor.
Kadın örgütlerinden davaya tepki
Davaya tepki gösteren kadın örgütleri, “Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Derneği açılan dava karşısında yalnız değildir” başlığıyla bir açıklama yayınladı. Açıklamada, “İktidar, karşısındaki her türlü muhalefet gücünü engellemeye çalışıyor. Kadın cinayetlerini ve kadına yönelik her türlü şiddeti durdurmak için, toplumsal cinsiyet eşitliği için mücadele eden derneğin kapatılmaya çalışılmasının karşısındayız. Adliyelerde, sokaklarda, meydanlarda, iş yerlerinde ve hayatın her alanın da kadın dayanışmasını yaşatmaya devam edeceğiz” ifadeleri yer aldı. İlk duruşması Çarşamba günü İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde görülecek kapatma davası için platform üyeleri saat 10.00’da adliye binası önüne çağrı yaptı.
Burcu Karakaş