Herkes onu “yuva yıkan” bayan olarak anıyordu. Bir yandan da gençlik günlerinde tanıştığı, gönlünü ta o vakitten kaptırdığı Charles’ından hiç vazgeçmeyen sadık bir aşık oldu Camilla Parker Bowles. İkisi de diğerleriyle evlendi; üstelik o vakitler Galler Prensi olan Charles ileride annesinin yerine İngiltere tahtına oturacaktı.
Kral Charles ve Kraliçe Camilla 11 günlük Avustralya ve Samoa cinsini tamamlayıp İngiltere’ye döndüler… Bu tıp sırasında yaşananlar ise üzücü bir gerçeği bir sefer daha ortaya koydu
ÖMRÜNCE BEKLEDİĞİ AŞKI ELLERİNDEN KAYIP GİDECEK
Camilla Parker Bowles, kendisi de diğeriyle evlenip iki çocuk ve 5 torun sahibi olsa da ölümsüz aşkı Charles için yıllarca bir kenarda sessizce bekledi. Ve üzerine yönelen tüm nefreti sineye çekti. Charles ve Diana en sonunda 1996’da boşanıp, Diana bir sonraki yıl o vahim kazada hayatını kaybettiği günden beri de onun yanından hiç ayrılmadı.
Kanser tedavisi gören Charles hekimleri uyarsa da kraliye tgörevlerinden vazgeçmiyor, onun bu vazifelere yetişemediği durumlarda iş oğlu William’a ve sevgili eşi Camilla’ya kalıyor
Kraliçe Elizabeth’in vefatından sonra Charles tahta çıkınca o da en sonunda ömrünce beklediği her şeye kavuştu ve İngiltere’nin biricik kraliçesi oldu. Fakat artık ismi soyadıyla değil yalnızca Kraliçe Camilla olarak anılmaya başlayan bu fedakâr aşık gizlice gözyaşı döküyor…
“AŞKIN GÜNEŞİ YAKINDA BATACAK”
Kanser hastası Kral Charles ve sadık Kraliçesi Camilla 11 günlük Avustralya ve Samoa çeşidini tamamlarken, kaynaklar kocasının trajik bir biçimde kısa sürmesi beklenen saltanatında “güneşin yakında batacak” olmasının onu çok etkilediğini söyledi.
Yıllarca “yuva yıkan kadın” denen hatta Diana’nın vefatından bile sorumlu tutulan Camilla her şeye karşın Charles’a olan aşkından vazgeçmedi… Onunla evlendiği vakit da Diana’nın anısına bir defa daha ihanet etmemek için alması gereken Galler Prensesi unvanını istemedi ve kraliçe olana kadar Cornwall Düşesi olarak anıldı… Camilla Charles’la evlenirken alışılmış halde mücevherlerle süslü bir taç takmayı bile reddetmiş ve başına çiçekler ve yapraklardan yapılma bir taç takmıştı
77 yaşındaki Camilla’nın Samoa’nın Siumu köyünde düzenlenen klâsik veda merasimi sırasında gözyaşlarını tutamadığı ve 76 yaşındaki hasta kocasının “en büyük şef” manasına gelen To’aiga-o-Tumus onursal unvanını aldıktan sonra dokunaklı bir konuşma yaptığı ortaya çıktı…
GÖZYAŞLARINI SAKLAMAYA ÇALIŞTI ANCAK…
Charles, “Dünyanın bu bölgesine her vakit sadık kalacağım ve umarım tekrar gelip sizi görecek kadar uzun yaşarım” der demez yanında oturan Camilla’nın bir anda ağlamaya başladığı, bunu elindeki yelpazeyi yüzüne tutarak saklamaya çalışsa da yanaklarından süzülen gözyaşlarını herkesin fark ettiği konuşuluyor…
Saraydan yayılan son söylentilere nazaran büyük aşkı Charles’ın kanser yüzünden günden güne kötüleştiğini gören Camilla güçlü gözükmeye çalışsa da çok üzgün ve yıkılmış halde
Kraliyet içerisinden bir yetkili, Charles’ın bu dokunaklı kelamlarının Camilla’yı derinden etkilediğini ve haftalardır ya da daha uzun müddettir peşini bırakmayan endişelerini gündeme getirdiğini belirtti: “Kalbinin derinliklerinde Charles’ın öleceğinden ve hayatının geri kalanıyla tek başına yüzleşmek zorunda kalacağından korkuyor olmalı”.
Kraliçe, gözyaşlarını saklamaya çalışsa da bunu artık başaramıyor
“O OLMADAN YAŞAMAYA NASIL DAYANACAĞINI BİLMİYOR”
“Camilla’nın Charles olmadan kraliyet hayatına nasıl katlanacağını kimse iddia edemez. Konuşması sırasında tüm bunlar aklından geçmiş olmalı. Bunu gözyaşlarından anlayabilirsiniz.”
İngiltere’de dolaşan söylentilere nazaran kanser tedavisi gören Charles’ın durumu aslında saklanıyor ve ne yazık ki hükümdarın “fazla zamanı” kalmadı. Charles’ın cins boyunca kırılgan bir görünüm sergilemesi de sıhhatine ait kaygıları arttırdı.
DOKTORLAR KRALİYET ÇEŞİDİ BOYUNCA ONU YAKINDAN İZLEDİ
Charles seyahat sırasında kanser tedavisine orta vermiş olsa da, kemoterapinin yan tesirlerine dair belirtiler gösterdi; en besbelli olanı da şişmiş ve iltihaplanmış dudaklarıydı.
Bu ortada, bir çift doktor da kralı yakından takip etmek için seyahate katıldı. Hatta tabiplerin hükümdarın acil kan nakline muhtaçlık duyması ihtimaline karşı yanlarında bir ölçü kanla seyahat ettiğine dair haberler de basına yansıdı.
Charles ve ömür uzunluğu sürecek aşkları için vakit tükeniyor ve Camilla güçlü olmaya çalışsa da içi dehşet ve sıkıntıyla dolu
KANSERİN ONU NE KADAR ETKİLEDİĞİ HÂLÂ BİLİNMİYOR
Charles’a şubat ayında prostat büyümesi nedeniyle geçirdiği ameliyatın akabinde açıklanmayan bir kanser çeşidi teşhisi konmuştu. Saray, hükümdarın prostat kanseri olmadığını söyledi.
Ve çabucak kemoterapi tedavisine başlandı. Tam bir işkolik olduğu söylenen Charles hekimlerin ikazlarına karşın çalışmayı ve kraliyet vazifelerini sürdürdü.
KARISI VE OĞLU ONUN YERİNE ÇALIŞIRKEN BİR KÖŞEDE OTURMAK İSTEMİYOR
Saray kaynakları ise Camilla’nın Charles’ın kendisini çok zorladığından yakındığını söylüyor.
Öte yandan kanser olduğu ve tedavi gördüğü için üstlendiği misyonların karısı Camilla ve oğlu William’ın sırtına binmesinden rahatsız olan Charles için “İş ahlakı o denli ki, öteki kraliyet ailesi üyeleri onun yerine çalışırken bir köşede oturma fikrine katlanamadığı” söyleniyor.