Fenerbahçe elendi: Spor yazarları suçu kimde buldu

Fenerbahçe’nin Şampiyonlar Ligi’nden elenmesi, spor yazarlarının gündeminde.

Rusya – Ukrayna Savaşı yüzünden ilk maç Polonya’da oynandı. 20 Temmuz’da yapılan ilk karşılaşma 0-0 biti.

27 Temmuz’da Fenerbaçe’nin stadı Şükrü Saraçoğlu’nda, ön elemenin ikinci karşılaşması gerçekleştirildi.

Fenerbahçe, 53. dakikada İsmail Yürek’in kırmızı kart görmesiyle sahada 10 kişi kaldı. Dinamo Kiev, Vitaliy Buyalskyi’nin 57. dakikada attığı golle öne geçti. Fenerbahçe, Attila Szalai’nin 89. dakikada fileleri havalandırması ile eşitlik sağladı. Maç uzatmalara gitti. Uzatmaların ikinci yarısında, dakikalar 114’ü gösterirken, Oleksandr Karavaev’in golü ile Dinamo Kiev sahadan 2-1 galip ayrıldı.

Spor yazarları, Fenerbahçe’nin neden kaybettiğini köşelerine taşıdı:

Milliyet yazarı Şansal Büyüka: “Fenerbahçe’nin iyi bir santrforu olsa, daha ilk yarıda tabelada dört gol, tribünde ve ekran başında Fenerbahçe’ye gönül verenler zevkten dört köşe olurdu. Ama golcü yok golcü… Ali Başkan belki de toplamda 100’e yakın transfer yaptı. Keşke üç-beş futbolcu az alsaydı da, onlara verdiği paraları gözünü kırpmadan bu derdi kökünden çözecek bir golcü için harcasaydı.”

Akşam yazarı Engin Verel: “9 kişilik Fenerbahçe çok can yakar! Ama 11 kişilik Fenerbahçe’nin gol atması zordu! Aradaki bu 2 kişi ise Valencia ve King’di! Fenerbahçe’ye kafaya iyi çıkan bir santrfor gerekiyor. 10 kişilik takıma mücadelesi için teşekkür etmek gerekiyor ama golcü ve bir kaleci takviyesi şart.”

Fanatik yazarı Mehmet Demirkol: “Fenerbahçe’nin maç başındaki pres performansı ilk maçın da ötesindeydi. Bunda tabii ki iki maçta da özel bir performans gösteren Bushchan’ın önemli bir rolü var. Ancak bu kadar değil. Baskı sonrası topu dinlendirmek, sahip olmak konusu neredeyse hiç gündeme gelmedi. Direkt kaleye inmek istediler. Ferdi ve Osayi çok iyi bindirirken hemen her seferinde santrfor arkası boş kaldı. Sanki Jorge Jesus bunu özellikle ister gibiydi. Bütün bunlara rağmen İsmail oyundan atılana kadar kesin bir üstünlük vardı. Ondan sonra ise tam bir Kiev hakimiyeti.”

Hürriyet yazarı Uğur Meleke: “30 Eylül 2008’i yeniden yaşadık… O gün de F.Bahçe favoriydi ama makine düzenindeki D.Kiev kazandı. Toplam 210 dakika iki deneyimli hocanın satranç müsabakası gibi geçti. Maalesef sonunda da oyuncu değişikliği hamlelerini doğru yapan Lucescu’nun kazandığı bir satranç müsabakası. Bruma-Lincoln kanatlarına dönüldüğünde sarı lacivertlilerin iyi oynadığı bir bölüm ben hatırlamıyorum. Belli ki Jesus hatırlıyor ki, dün de Bruma-Lincoln riskini aldı yine.”

Sabah yazarı Gürcan Bilgiç: “İtalyan hakemin senaryosu. Valencia’nın gol pası öncesindeki pozisyonuna faul çaldı. Beşinci dakikada maçı bitirecekken Fenerbahçe, aynı hakemin maç içinde çok daha sertlerini devam ettirdiği temasları da izledik. Faul olduğu bile tartışılacak iki pozisyondan sarı kart görerek oyun dışı kaldı İsmail Yüksek. Üç dakika sonrasında Dinamo’nun golü geldi. Fenerbahçe defansının seyirciliği eşliğinde. Maç, Fenerbahçe’nin hakkıydı.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir