30 yıldır taksicilik yapan Bekir Aydoğan, 2008 yılında çocukluk arkadaşı H.Ç.’nin bankadan çektiği 315 bin TL krediye kefil oldu. H.Ç., Aydoğan’ın imzaladığı genel kredi sözleşmesinden faydalanıp, yine onu kefil göstererek 3 ayrı kredi daha çekti. H.Ç., borcun bir kısmını ödedikten sonra ortadan kaybolunca banka Aydoğan’dan kalan 940 bin TL’yi ödemesini istedi.
Parayı ödeyemeyen Aydoğan’ın babasından kalan taksisine haciz konuldu. Aydoğan, Ticaret Mahkemesi’nde haczin kaldırılması talebiyle menfi tespit davası açtı. Mahkeme, 4 yıl sonra kefaletin bittiği gerekçesiyle haczi kaldırdı. Aydoğan, şimdi de haksız ihtiyati haciz nedeniyle 4 yıl boyunca taksisini kullanamadığı için oluşan zararına karşılık banka aleyhinde maddi manevi tazminat davası açtı.
‘KİMSE KİMSEYE KEFİL OLMASIN’
Bekir Aydoğan, çocukluk arkadaşının oyununa geldiğini söyleyerek, “Yıllardır iş yaptığım bir arkadaştı. Bana 2008 yılında geldi. İşlerinin kötü olduğunu söyledi. ‘Kefil olur musun’ dedi. Olmayacağımı söyledim. Belli bir müddet sonra tekrar geldi, yine reddettim. 3’üncüde artık vicdanen mi basiretim mi bağlandı bilmiyorum, dayanamadım kefil oldum. Bunun cezasını çok ağır bir şekilde ödedim. Halen de ödemeye devam ediyorum. Kimse kimseye kefil olmasın. Gücenecekmiş, darılacakmış bunlar akıllarına gelmesin. Ben çok ağır bir şekilde sınandım. Çok şükür mahkemede kazandım. Lehime karar verdiler” dedi.
‘OKUMADAN İMZALADIM BAŞIMA BUNLAR GELDİ’
Aydoğan, bankaya gittiğinde imzaladığı sözleşmenin kitap halinde olduğunu anlatarak, “Hiçbir şekilde okuyamadık. Okuması da çok zordu. 1 gününü alır okumak isteyenin. Okumadan imzaladım ve başıma bunlar geldi. Banka şube müdürü kefilliğimin devam ettiğini, müşterilerine açık çek olarak sözleşme yaptıklarını ve sözleşmeyi okumadığımızı söyledi. Aracım 4 yıl yediemin otoparkında yattı. Çok şükür mahkeme sonuçlandı. Ondan sonra arabamızı çıkarttık, işimize devam ediyoruz. Bankaya bir de tazminat davası açtım” diye konuştu.