Nur Kaplan
ANKARA- Ankara’da birkaç gündür etkisini gösteren şiddetli sağanak yolların kısa sürede göle dönmesine, derelerin taşmasına, onlarca ev ve işyerini su basmasına, ağaçların devrilmesine, şehir içi ulaşımın aksamasına neden oldu. Sel nedeniyle dört kişi de vefat etti. Kent genelinde yeni yağış riskine karşı ilk ve ortaöğretime de 1 gün ara verildi.
Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin açıklamalarına göre, Başkent’e yılda ortalama 392 kilogram yağış düşerken, sadece dört günde bir yılın 3’te 1’i oranında, 127 kilogram yağış meydana geldi. TMMOB Meteoroloji Mühendisleri Odası ve Şehir Plancıları Odası’na göre iklim krizine bağlı olarak gelecekte doğa olayları daha sık yaşanacak, bütüncül bir çalışma ve risk yönetiminin olmaması benzer olayları beraberinde getirecek. Plansız kentleşmeye karşı köklü çözüm gerekiyor.
‘YERLEŞİM YERLERİNİ YAĞIŞI, RÜZGÂRI, İKLİMİ GÖZE ALMADAN YAPAMAZSINIZ’
TMMOB Meteoroloji Mühendisleri Odası Başkanı Fırat Çukurçayır’a göre sellerin kaynağı, çarpık kentleşmenin yanı sıra yerleşim yeri kurulurken meteorolojik parametrelerin dikkate alınmaması. Betonlaşmayla birlikte kentlerin ısı kaynağına dönüştüğünü, yağmurun toprakla buluşamaması dolayısıyla tamamen akışa dönüştüğünü ifaden eden Çukurçayır şunları söyledi: “İmar kanununa baktığınızda meteoroloji mühendislerinin olmadığını, inşaat, jeoloji, elektrik, makine gibi meslek gruplarını görürsünüz. Bir şehir planlarken bütün mühendislik disiplinlerinin katkı sunduğu bir çalışma yok. Yerleşim yeri kurarken yağışları, rüzgârı, iklim parametrelerini göze almadan yapamazsınız. Atmosfer kendi yapısı içinde hareket ediyor, bir değişiklik yok. Ama biz bu döngüyü bozarak hızlandırdık. Yağan yağmurun yeryüzüne indikten sonraki akışını değiştirdik. Meteoroloji Genel Müdürlüğü günler öncesinden uyarılar yapıyor, dikkate alınmıyor.”
‘YERALTINA ALINAN DERELER…’
Ankara’nın coğrafi yapısına bağlı olarak yağmurun şiddetli bir şekilde indiğini bunun yanı sıra kent genelinde toprağın altına alınan veya üzeri kapatılan pek çok derenin olduğuna dikkat çeken Çukurçayır, Türkiye genelinde yerleşim yerlerinin meteorolojik parametreye uygun olmadığını da ifade etti.
Can kayıplarının yaşanmadığı bir önlem sisteminin kurulması gerektiğini söyleyen Fırat Çukurçayır, “Dünya Meteoroloji Teşkilatı’nın makalesinde iklim değişikliğine dikkat çekilerek okyanusların, denizlerin artık çok sıcak ve çok hızlı buharlaşmasıyla suyun hızla atmosfere çıktığı ifade ediliyor. Yağmur artık çok miktarda ve uzun yağıyor. İnsanlar bunun farkında olmalı. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün yaptığını bütün uyarılar dikkate alınmalı, diğer kurumlar entegre şekilde çalışmalı, bir ihbar geldiğinde insanlar trafiğe çıkmamalı, yukarı katlara yönelmeli, altyapılar düzenlenmeli. Yaşadığımız seller ne ilk ne de son” dedi.
‘TALAN SONRASINDA BÜTÜNCÜL ÇALIŞMALAR YAPILMADI’
TMMOB Şehir Plancıları Odası Ankara Şube Başkanı Ceren İlter Soy’a göre iklim krizine bağlı olarak bütüncül bir çalışmanın ve risk yönetiminin olmaması gelecekte benzer olayların daha sık yaşanacağını gösteriyor. Ankara’nın kent yapısının planlama sürecinde dere yataklarının, vadilerin yeşil alan ve kamusal alan olarak bırakıldığını hatırlatan Soy, nüfus artışına bağlı olarak kentleşme sürecinin yeterli seviyede korunmadığını, bunun sonucu olarak çarpık ve plansız kentleşmenin sorunları beraberinde getirdiğini ifade etti.
Eski Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Melih Gökçek döneminde Ankara’nın “büyük bir talana” maruz kaldığını ifade eden Soy “Sonrasında da bu talanla gelen olumsuz durumları giderecek bütüncül bir çalışma yapılmadı. Anlık çalışmalar var. Selin oluşturduğu mevkilerde tıkanan yollarda sadece araçların bekletildiğini, o güne yönelik bir çalışmanın yapıldığını biliyoruz. Bunlar yeterli değil” dedi.
‘RANT ODAKLI KENTLEŞME SÜRDÜKÇE BU TARZ FELAKETLERİ GÖRECEĞİZ’
Ankara’nın farklı doğal bölgelerinin yapılaşma tehdidiyle karşı karşıya olduğunu, kentin güneyinde yer alan İmrahor Vadisi’nin ‘Millet Bahçesi uğruna’ yapılaştırılmaya çalışıldığını hatırlatan Ceren İlter Soy, “Rant odaklı kentleşme sürdükçe bu tarz felaketleri daha çok göreceğiz” ifadelerini kullandı.
“Ankara sanki bozkırda susuz, deresiz bir algıyla yönetiliyor. Kentin su ile ilişkisini ortaya koymak ve felaketlere karşı önlemler almak lazım” diyen Şehir Plancıları Odası Ankara Şube Başkanı Soy, bütüncül soruları merkeze alarak tespit çalışmalarının yapılmasını önerdi, plansız kentleşmenin de önüne geçilmesi gerektiğini ifade etti.
‘SEL FELAKETİNİN SEBEBİ DERE YATAKLARINI YAPILAŞMAYA AÇILMASI’
TMMOB Şehir Plancıları Odası Genel Başkanı Gencay Serter ise Türkiye genelinde farklı kentlerde yaşanan sel felaketinin temel sebebinin dere yataklarının yapılaşmaya açılması olduğunu vurguladı. Türkiye’nin, iklim değişikliğinden doğrudan etkilenen ülkeler arasında yer aldığını ifade eden Serter, altyapıya ve buna dayalı planlama ile köklü çözüm yapılması gerektiğinin altını çizdi.
Dere yataklarındaki yapılaşmanın kimi yerlerde doğal akış çizgisini bozacak nitelikte olduğunu vurgulayan Serter şöyle devam etti: “Herhangi bir yoğun yağış durumunda da yapılaşmaya açılmış bu alanlarda felaketler yaşamamız maalesef kaçınılmaz hale geliyor. İklim değişikliğiyle mücadele sürecinde idari, hukuki ve teknik hazırlıkların hiçbirinin yapılmadığını görüyoruz. İmar mevzuatımızın artık iklim değişikliği gerçeğini göz önünde tutarak acil köklü biçimde değiştirilmesi gerekiyor.”