Tokat’ın Zile ilçesinde 10 Eylül 2021 tarihinde polise başvuru yapan Murat Alper, boşanma aşamasında olduğu eşi Kadriye Alper’e ulaşamadığını belirtti.
Zile Emniyet Müdürlüğü ekipleri, Kadriye Alper’in bulunması için çalışma başlattı.
Yapılan çalışmalarda Murat Alper’in eşinin telefonundan yakınlarına mesaj attığı belirlendi.
Bunun üzerine gözaltına alınan Alper, sorguda eşini boğduğunu itiraf etti. Cinayeti anlatan Murat Alper, cesedi ilçe çöplüğü yakınındaki hafriyat alanına gömdüğünü söyledi. ,
Alper’in itirafıyla yapılan aramada, 2 çocuk annesi kadının cesedine ulaşıldı. Emniyetteki sorgusunun ardından adliyeye sevk edilen Murat Alper, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
İyi hal dikkate alındı, ceza düşüldü
DHA’nın haberine göre; soruşturmanın tamamlanmasının ardından Murat Alper hakkında ‘kasten öldürme’ suçundan Zile Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Mahkeme heyeti, eşini aldattığı iddiasıyla öldürdüğünü söyleyen Alper’e önce ‘eşe karşı öldürme suçundan’ ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi.
Mahkeme heyeti TCK’nın 29’uncu maddesindeki tahrik indirimiyle cezayı 20 yıla düşürdü. Ardından da Alper’in duruşmalardaki iyi hali dikkate alınarak toplamda 16 yıl 8 ay hapis cezasına karar verildi.
Aile karar tepki gösterdi
Murat Alper’e verilen cezaya Kadriye Alper’in ailesi tepki gösterdi. Verilen cezanın çok az olduğunu belirten anne Emine İnce, “Ben adalet istiyorum. Benim ciğerim yandı. Bütüm kadınlardan destek isitiyorum. Verilen cezayı uyugn bulmuyorum. Ben ağırlaştırılmış ceza istiyorum. Ben çocuğumun ölüsünü bile göremedim.” dedi.
Baba Yunus İnce ise “Böyle bir karar olmaz. Benim çocuğumu öldürdü ve götürdü gömdü. Bana da kızımın telefonundan mesaj atıyor, ‘babacım ben doğuya, kocaya kaçtım. Beni merak etmeyin uzaktayım. Gelemedim.
Size haber veremedim’ diye yazıyor. Olmaz. Kadın hakları diyorlar. Bunu hiç duymuyor musunuz? Görmüyor musunuz? Günlük adam mı ölecek? Bu karara kesinlikle karşıyım, böyle bir karar olmaz” diye konuştu.
İnce ailesinin avukatı Burak Yılmaz da “Biz en başından beri bu cinayetin tasarlanarak işlendiğini beyan ettik, ama verilen kararla heyet , ‘olayda tasarlama yok’ dedi. Haksız tahrik indiriminin uygulanmaması gerektiğini söyledik, haksız tahrik indiriminin yanında bir de takdiri indirim uygulandı.
Sanığın yargılama sürecinde öyle bir tutumu vardı ki, adeta ‘öldürmekteki haklılığını’ ispatlamaya çalışan, son derece nobran bir tavır. Hatta son celse biz beyanda bulunduktan sonra sanık, aile avukatları olarak bizi yalancılıkla suçladı.
Tüm bunlara rağmen gelen iyi hal indirimi beni hem şaşırttı hem de üzdü. Tabii biz bu karara itiraz edip Bölge Adliye Mahkemesi’ne taşıyacağız. Sanığın indirimsiz ceza alması için dosyanın takipçisiyiz” ifadelerini kullandı.